29 Eylül 2007 Cumartesi

Millî Teşkilât (Teşkilat-ı Milliye)

Millî Teşkilâtın gücü ve kapsamı Millî Teşkilât ve İttihatçılık-Millî Teşkilât ve Müslüman olmayan unsurlar- Millî Teşkilât ve Yabancılarla İlişkileri- Millî Teşkilât ve Seçimler-Mustafa Kemal Paşanın Milletvekilliği.
Yenigün gazetesinin Sivas’ta bulunan özel muhabiri ile görüşme.

-Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Teşkilâtının gücü ve kapsamı nedir?
Ateşkesten sonra millet iki büyük felâket altında kalmıştı. Bunlardan birincisi, vatan ve milletin içine düştüğü haksız uygulamalar, ikincisi de eski hükûmetin saldırılar sırasında âdeta Yunanlılarla işbirliği eder gibi hareket etmesidir. Bu iki büyük neden ülkenin her tarafında ayaklanma oluşturdu. Ülkemizin her tarafına etki etmiş olan aynı nedenler aynı amaç doğrultusunda her yerde Millî Teşkilâtlar oluşturulması sonucunu vermiştir ve sonuçta bütün bu dağınık teşkilâtlar birleşerek ülkeyi kapsamıştır.
S- Millî Teşkilâtın ittihatçı kışkırtması olduğu yönünde bir söylenti var. Bu konudaki görüşleriniz hangi yöndedir.
C- Teşkilâtımızın ne gibi millî nedenlerden doğduğunu açıkladım. Bunun üzerine gerçek amacımız vatanı ve milleti kurtarmak olduğuna göre karşımızda iki düşman kurumun bulunması doğaldır. Bunlardan biri, şahsi menfaatleri için çoğunluğu feda eden eski hükûmet, ikincisi ise yok olmamızı bekleyen birtakım iç düşmanlarımızdır. Bunlar dünya önünde millî hareketi karalamak ve kendilerini kurtarmak için zaman gereği, güçlü bir silâha sahipti. Bu silâh ise ittihatçılık iftirası idi. Fakat gerek gerçekleştirilen millî işler ve gerekse hükûmetin değişiminde gösterdiğimiz tarafsızlık, dünya kamuoyunda, aşağılık ihtiraslardan ne kadar uzak olduğumuzu kanıtladı. Bize ittihatçı diyenler unutuyorlar ki, Millî hareket, bütün Millet tarafından uygulanıyor. Eğer işin içinde illâ ittihatçılığın olması gerekiyorsa, bütün milletin ittihatçılıkla suçlanması gerekiyor. Fazla olarak, gerek şimdiye kadar yayınladığımız bildirgelerle ve gerekse genel kongrede kabul edilen yeminle, hiçbir partiye üye olmadığımızı ve ittihatçılıkla da ilgimiz olmadığını dünyaya açıkladık. Hatta, Padişah bile son açıklamalarında, Millî Teşkilâtın yalnızca millî sebeplerden doğduğunu ilân buyurmuşlardı. Fakat Ferit Paşa Hükûmeti yalnız millete değil (Tan) gazetesi yazarına da Anadolu hareketinin ittihatçı kışkırtmasından doğduğunu söyledi. Artık böyle bir iddiaya nasıl değer verebiliriz? Bir silâh olarak bunu kullanmak isteyen Ferit Paşa, Trabzon ve Samsun’dan Anadolu’ya akın akın Bolşevikler geldiğini illere resmî telgraflarla duyurarak ilân etmek zavallılığını göstermiştir.
S- Millî Teşkilâtın Müslüman olmayan unsurlara karşı birtakım yönelimlerinin olduğuna dair bir söylenti vardır. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir ve Millî Teşkilât ile Müslüman olmayan unsurlarla ilişkileri ne doğrultudadır?
C- Her şeyden önce şunu söylemek istiyorum ki, Millî Teşkilâtın Müslüman olmayan unsurlara karşı hiçbir gizli, saklı düşüncesi yoktur. Üstelik bazı Müslüman olmayan unsurların devlet ve milletimize karşı bazı kışkırtma ve girişimlerde bulunacak kadar zararlı düşünceler besledikleri olaylar ve belgelerle tespit edilmişse de, yasal haklarına dayanan milletimizin sükûn ve ciddiyeti karşısında hiçbir sonuç alamayacaklarını anladıkları düşünülebilir. Bu durumda arada hiçbir terslik nedeni kalmayacaktır. Biz onların her türlü doğal haklarını sağlayarak, halklar arası bir denge ve uyum yaratmayı esas amaçlarımızdan sayıyoruz.
S- Yabancılarla ilişkileriniz nasıldır?
C- Şimdiye kadar gerek tesadüfen ve gerekse Anadolu durumunu incelemek için görevlendirilip bu bölgeye gelen çeşitli milletlerden olan yabancıların birçoklarıyla temas edildi. Bunların bize söyledikleri ilk izlenimleri, uzaktan müthiş bir madde gibi zihinlerinde canlandırdıkları Anadolu’yu, tam tersine dikkate değer bir sükûn ve güvenlik içinde görmekten doğan şaşkınlıkları oluyordu. Özellikle, Millî Teşkilâtın genişliği ve önemiyle, milletin birlik ve kararlılığını gözleriyle görüp, genel isteklerimizi etraflıca araştırdıkları zaman, millî isteklerimizin yasallığı ile teşkilâtımızın temiz manevîyatı hakkında ülkelerin kamuoyuna tekrar tekrar raporlar yazmaktan geri kalmadılar. Bu şekilde bugün Avrupa ve Amerika’da gerçeğin ortaya çıkmaya başladığını görmekle memnun oluyoruz.
S- Genellikle Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin en çok Temsil Heyeti’nin seçimler sırasındaki durumu ve faaliyeti ne olacak?
C- Topluluğumuz, bir siyasî parti değildir. Bu nedenle seçimler sırasında, ne cemiyetin genelinin, ne de hususî olarak Temsilciler Kurulu’nun doğrudan doğruya hiçbir etkinliği ve girişimi olmayacaktır. Bu nedenle bu konuda bize düşen görev, çağdaş hukuktan yararlanan vatan evlatlarına düşen millî görevin tamamıyla aynıdır. Yalnız bizim bu konuda fazla olarak söyleyebileceğimiz tek söz varsa o da milletin çoğunluğunu temsil edip en önemli millî mukadderatımız (gelecek) hakkında belirli birtakım esaslara sahip olduğumuzdan bu esasları savunmak ve bunları müdafaa edecek bir milletvekilleri çoğunluğunun seçilmesini dilemekten ibarettir.
S- Siz, milletvekilliğine adaylığınızı koyacak mısınız?
C- Ben yalnız vatanıma ve milletime böyle tarihî bir anda tamamıyla kendimi verebilmek amacıyla kutsal görevimden ayrılıp kendimi sine-i millete emanet ettim. Bunu yaparken milletin sıradan bir üyesi olarak elimden gelen fedakârlığı göstermek kararlılığındaydım. Bu nedenle tamamıyla milletimin iradesine bağlıyım. Eğer millet beni milletvekili olarak seçmek istediğini belirtirse memnuniyetle kabul ederim. Fakat kendiliğimden hiçbir girişimde bulunmayacağım.

0 yorum: